neden acaba?

neden acaba?

1 ve 0 `IN İNSANI ÖZETLEMESİ

1982 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi 2.sınıf öğrencileri yüksek matematik dersinin hocasını bekliyor. Sınıf, öğrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken, sert görünümlü hoca kapıda beliriyor, içeriye kızgın bir bakış atıp kürsüye geçiyor.Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı çiziyor. “Bakın” diyor. “Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey.” Sonra (1) in yanına bir (0) koyuyor: “Bu, başarıdır.Başarılı bir kişilik (1) i (10) yapar. ”Bir (0) daha “Bu,tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz.” Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor: Yetenek... disiplin... sevgi... Eklenen her yeni (0) ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1) i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor.Ve hoca yorumunu patlatıyor: “Kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir.”
Sınıf, mesajı alıp sessizliğe gömülüyor.

RAMANUJAN

Genç yaşında yakalandığı verem hastalığı sebebiyle 18 ayını bir sanatoryumda geçirmek zorunda kalır. Çıktıktan sonra kendini hem hastalığından ötürü, hem yalnızlıktan, memleket hasretinden, hem alışamadığı hava koşullarından, yemeklerden ötürü olsa gerek kendini o kadar kötü hisseder ki bir Londra metronun önüne atlayarak intihara teşebbüs eder, kurtarılır.
Tekrar hastaneye kaldırılır. Burada efsanevi 1729 hikayesi yaşanır. Bu numarama Hardy'nin kendisini ziyarete gelirken bindiği taksinin numarasıdır ve Ramanujan taksinin numarasına bakıp, 'çok ilginç' demiş. Büyük matematikçi Hardy, Ramanujan'ın neden söz ettiğini anlamamış ve ne demek diye çıkışmış. Aklını rakamlardan başka şeylerle meşgul etmeyen Ramanujan, 1729'un iki farklı biçimde iki sayının küplerinin toplamı olan en küçük sayı olduğu söylemiş:
1729 = 123 + 13 = 103 + 93

9 Ocak 2008 Çarşamba

MATEMATİĞİ NASIL SEVDİRİRİZ

MATEMATİĞİ NASIL SEVDİREBİLİRİZ..

Yıllardır türkiyede matematik zordur ve anlaşılması kolay değildir diye bir düşünce yaygındır.hatta matematik öğretmenleri zor insanlardır, matematik eğitimi almak zordur diye düşünülür,bu durumda bizim gibi matematik öğretmeni sıfatını almaya namzet insanlara matematiğin zor olmadığını, eğlenceli hatta gerekli olduğunu öğrencilere, kabul ettirmenin yollarını aramak düşüyor.
İlk etapta yapacağımız iş, öğrencilere matematiğin korkunç bir ders olmadığını, bilakis gerekli olduğunu kabul ettirmek olacaktır . bunun için öğrenciye onun dikkatini çekeçek, biraz çözümü zor ancak keyifli zeka soruları sorulabilir. Öğrenci bu soruların cevabını bulmakta zorlanınca , çözüm için matematiğe ve matematiksel düşünebilen bir zihne gerek duyulduğundan bahsedilir. Tıpkı bu zeka sorusunun çözümünde olduğu gibi, hayatın her yerinde karşımıza çıkabilecek problemlerin çözümü içinde matematiğin elzem olduğu söylenir.

Bazen öğrenci matematik dersinde öğrendiği formülleri nereden kullanacağını sorabilir.pek çok insane için bunların hiç birisi günlük hayatta işe yaramayacak. Tabii ki mimar ya da mühendislerin bilmesi gereken bazı matematik kuralları var. Peki bu kadar şeyi anlatmanın nedeni ne? Bunlar zekamızı geliştirmemize yönelik yapılan çalışmalar. Matematikte bizi ilgilendirmeyen konuların çoğu, o anki zekamızı güçlendirmek içindir. Bir beyin hücresini geliştirmek için zorlamamız gerekir. Insan beyni zorladıkça gelişmeye başlar. beynim yoruldu dinlenelim dediğimizde gelişmesi de durur. Anlatılan pekçok matematik konusu, hayatta ilgilenmesek ve kullanmasak bile bizim düşünce gücümüzü artırır. Bununla beraber tüm derslerimize de olumlu etkisi olur.

Hiç yorum yok: